Ana Sayfa Blog Saliha Erdim kaleme aldı: Kızım çok açık giyiniyor, yanında utanıyorum

Saliha Erdim kaleme aldı: Kızım çok açık giyiniyor, yanında utanıyorum

0
Saliha Erdim kaleme aldı: Kızım çok açık giyiniyor, yanında utanıyorum

Evlilik ve Aile Uzmanı Saliha Erdim, ‘Diriliş Postası Gazetesine’ bugünkü verdiği köşe yazısında “Kızım çok açık giyiniyor, yanında utanıyorum” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Günümüz annelerine ışık tutacak aynı zamanda yol haritası çizecek olan yazıya mutlaka göz atmalısınız.

Diriliş Postası köşe yazarlarından Evlilik ve Aile Uzmanı Saliha Erdim, annelerin çocukların özgüvenini kıracak davranışlardan kaçınmaları gerektiğini aynı zamanda küçük yaştan itibaren yeteneklerini fark edilmesi gerektiğini vurgulayan bir yazı yazdı. 

İŞTE SALİHA ERDİM’İN KÖŞE YAZISI;

“Kızım o kadar açık giyiniyor ki, yanında yürümeye utanıyorum. Onunla sokağa çıkmadığımda, ‘Sen benden utanıyorsun’ diye krize giriyor. “Evet utanıyorum diyorum. Biraz daha kapalı giyin, herkesi sana bakmasından çok utanıyorum diyorum, ‘Herkes böyle giyiniyor, ben giyinirsem ne olmuş’ diyor. Çok üzgünüm, nerede hata yaptık bilemiyorum. Kızıma nasıl engel olabilirim?”

İnsanı hareket ettiren saikler (kaynağı akıl olan güdüler) vardır, buna göre hareket ederler. Her insanda bir onay alma ve ona göre hareket ihtiyacı vardır. Çocuk bir şey yapar gözümüze bakar, “Aferin” dersek devam eder. Rabbimiz bize iyi hareketlerimiz için “Cennet var” diyor. Yani devam etmesini istediğimiz şeyler, takdir ve farkındalık suyu ile beslenmeli. Her insanda ortaya çıkınca, başkalarının gözlerini kamaştıracak kabiliyetler var fakat biz bunları küçük yaşta fark edip beslemediğimiz ve en küçük hatasını hoş görmek yerine çocuğu değersizleştirecek sözlerle kafasını karıştırdığımız için, ortaya çıkmaya fırsat bulamıyor. Çocukların yetenekleri ortaya çıkarsa, sanal mutluluk kaynağı aramazlar ve mutlu olurlar. Becerileri artarsa özgüvenleri de artar ve sosyal rüzgârlara karşı daha dirençli olurlar. Bunlar için basitçe yapılabilecekleri şöyle sıralayabiliriz;

Eli kaşık tutmaya başladığında, bırakalım döke saça kendisi yemeye çalışısın, bir yandan da kaşıkla biz verebiliriz.
Bizden iş istediklerinde verelim ve mutlaka yaptıklarını takdir edelim.
Kucağımıza alıp sevelim, başını okşayalım, sevgi sözleri söyleyelim.
Hep olumlu yönlerini görüp takdir edelim, yapamadıklarını ise, “Şöyle şöyle yaparsan daha kolay olabilir, yine de gayet iyi yapıyorsun aferin” diyelim.
Nereye gidersek yanımızda götürelim ve merak ettiği şeyleri sabırla açıklayalım, anlamasına ve düşünerek idrak etmesine yardımcı olalım.
Bir yetişkin gibi saygı duyarak dinleyelim ve benlik saygısı oluşması için katkıda bulunalım. Biz ona saygı duymazsak hayattaki saygınlığın anlamını kavraması gecikir.
Bir insana, bir hayvana, bitkiye hatta cansız eşyalara bile, nezaketle yaklaşmasını telkin edelim.
Birisine zarar vermesi söz konusu olduğunda, asla taviz vermeden engelleyip, özür diletelim ve bir daha yapmaması için tedbir alalım.
Yeteneklerinin açığa çıkması için, çocuğun el ve akıl becerilerini harekete geçirecek ne varsa kullanması için teşvik edelim.
Yaptığı güzel davranışları, fark ettirmeden aile bireylerine söyleyip doğal olarak fark ettirmiş gibi yapıp takdir etmelerini sağlayalım.
Mutlaka bir hobisi olsun. Onunla vakit geçireceği, kendisine has üretimler yapabileceği ve “Ben şunu başardım” diyebileceği becerileri olsun. Bu zihnin başarı kaydetmesi anlamına gelir ki, bu adeta duyguların ve cesaretin gıdasıdır. Oradan özgüven ve yüksek kendilik algısı oluşur.
Okula gidince, bir en iyi dersine, bir de en zayıf dersine takviye aldıralım. Birisi okul çapında en iyi olmasıiçin, diğeri ise ortalama seviyeye çıkabilmesi için.
Küçük yaşta utanma ve edep öğretelim, kıyafetlerine dikkat edelim, odasına kapı tıklatmadan girmeyelim.