Akromegali hipofiz bezinden büyüme hormonu üretiminin artışı ile karakterize bir hastalık olduğunu bilinmektedir. Mesela yüzüğünüz dar geliyor ya da kolunuza taktığınız saatiniz artık sıkıyorsa dikkat etmeniz gerekebilir. Tedavi sonucu geçme olasılığı yüksek olan bu nadir hastalığı Prof. Dr. Sema Yarman açıkladı. Akromegali nedir? Akromegali hastalığı neden olur? Akromegalinin tedavisi var mı?
Akromegali, hipofiz bezinden büyüme hormonu üretiminin artışıyla görülen el ve ayak çeşitli uzuvlarda kabalaşma oluşturan bir nadir hastalıktır. Yüz hatlarında da bir kabalaşma belirtisi gösteren akromegali hastalığı her 100 bin kişiden 3’ünde görülen nadir bir türdür. Bu konuda Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sema Yarman akromegali hastalığını açıkladı.
AKROMEGALİ NEDİR?
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Sema Yarman “Çok nadiren genetik geçişli olabilen akromegalinin nedeni çoğunlukla hipofiz bezinin büyüme hormonu salgılayan hücrelerinden çıkan ve kanser olmayan iyi huylu bir tümördür. Bu tümörden aşırı miktarda salgılanan büyüme hormonu diyabet, yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, uyku-apne sendromu, eklem ağrısı, ellerde uyuşma ve güçsüzlük, kalın bağırsakta polip, tiroit tümörü ve çok daha nadir başka tümör oluşumlarına yol açabilir” açıklamasında bulundu.
AKROMEGALİ HASTALIĞI NEDEN OLUR?
Akromegali hastalığının en yaygın sebebi hipofiz bezinden büyüme artışına sebep olan iyi huylu tümörlerdir. Baş ağrısı, görme bozukluğu gibi belirtilerin bazıları tümöral dokunun yakındaki beyin dokularına bası etkisinden kaynaklandığı açıklandı.
AKROMEGALİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Prof. Dr. Yarman hatalığın belirtileri ifade ederken “En erken rastlanan belirtilerin başında ‘yumuşak doku artışına bağlı el ve ayaklarda büyüme’ geliyor. Diğer belirtiler ise kaş kemerlerinin öne doğru belirginleşmesi, alt çenenin öne doğru çıkması gibi yüz hatlarında kabalaşma, diş aralarının açılması, dudaklarda dolgunluk, burun ve dilde büyüme, ellerde uyuşma ve güçsüzlük, ciltte kalınlaşma ve yağlanmada artış, aşırı terleme, göğüsten süt gelmesi ve eklem ağrısı şeklinde sıralanıyor. Tümör büyüyerek çevresindeki dokulara baskı yaparsa baş ağrısına; görme sinirine (optik kiazmaya) baskı yaparsa da görmede azalmaya neden olabiliyor. Tümörün çok büyüyüp hipofiz bezinin diğer hormonları salgılayan sağlam hücrelerine baskı yapması halinde ise bu hormon eksikliklerine bağlı yorgunluk ve halsizlik, kısırlık, adet düzensizliği, erkeklerde cinsel güçte azalma ve isteksizlik gibi tablolara yol açabiliyor. “ sözlerini kullandı.
Rahatlıkla gözlemlenebilen bu büyüme belirtileri, hastanın günlük hayatına yansıdığı için teşhiste sıkıntı yaşanmadığını belirten Yarman “Hasta uzun süre görüşmediği bir tanıdığının kendisine çok değişmiş ve irileşmiş olduğunu söylediğinde bu sorunu fark edebiliyor. Bu durumda hastanın yeni ve 7-8 yıl önceki fotoğraflarını karşılaştırması işe yarayabilir. Bazen tesadüfen karşılaştığı bir Akromegali hastasından duyarak kendisi de bu hastalığı taşıdığını düşünebiliyor. Ya da ailesinde kendisi gibi sonradan irileşen ve beyin ameliyatı geçirmiş kişilerin bulunduğunu öğrenebiliyor.” açıklamasında bulundu.
AKROMEGALİNİN TEDAVİSİ VAR MI?
Tedavi sürecinin çoğunlukla kolay geçtiğini ve olumlu sonuçlar alındığını belirten Yarman, tedavide ilk basamağın hipofiz ameliyatlarında deneyimli bir beyin cerrahı tarafından bulunan tümörün burundan girilerek çıkartılması olduğunu belirtti. Yarman “Genellikle küçük tümörlerin çıkarılması büyük olanlardan daha başarılıdır. Büyük tümörlerde ise ameliyat, baş ağrısının giderilmesinde ve görme bozukluklarının ortadan kaldırılmasında oldukça etkilidir. Ancak tamamen çıkarılması mümkün olamayan çok büyük tümörlerde ameliyat sonrası ilaç veya ışın gibi ek tedaviler gerekebilir” sözlerini kullandı.